27 Haz 2016

Şeyh Edebali'nin Damadına Vasiyeti





Ey oğul, artık Bey’sin!
Bundan sonra
öfke bize, uysallık sana.
Güceniklik bize, gönül almak sana.
Suçlamak bize, katlanmak sana.
Acizlik bize, hoşgörmek sana.
Anlaşmazlıklar bize, adalet sana.
Haksızlık bize, bağışlamak sana...

Ey oğul, sabretmesini bil,
vaktinden önce çiçek açmaz.
Şunu da unutma;
insanı yaşat ki devlet yaşasın.

Ey oğul, işin ağır,
işin çetin, gücün kula bağlı.
Allah yardımcın olsun...
Güçlüsün, kuvvetlisin,
akıllısın, kelamlısın!
Ama; bunları nerede,
nasıl kullanacağını bilmezsen
sabah rüzgarında savrulur gidersin.
Öfken ve nefsin bir olup aklını yener.
Daima sabırlı, sebatlı ve
iradene sahip olasın!
Dünya, senin gözlerinin gördüğü gibi
değildir. Bütün bilinmeyenler,
feth edilmeyenler,
görünmeyenler, ancak sen faziletli ve
ahlaklı olursan gün ışığına çıkacaktır.

Ey oğul ! Ananı , atanı say !
Bereket büyüklerle beraberdir.
İnancını kaybedersen ,
yeşilken çöllere dönersin.
Açık sözlü ol ! Her sözü üstüne alma !
Gördüğünü görme ! Bildiğini bilme !
Sevildiğin yere sık gidip gelme !

Ey oğul ! Üç kişiye acı :
Cahil arasındaki alime ,
zenginken fakir düşene,ve
hatırlı iken itibarını kaybedene.

Ey oğul! unutma ki,
yüksekte yer tutanlar,
aşağıdakiler kadar emniyette değildir.
Haklıysan mücadeleden korkma !...


23 Haz 2016

Kaldırılamayan .Net Sürümünü ,Service Pack kaldırmak!

Eğer başlıktaki sorundan müzdaripseniz,Windows bileşenlerinden de kaldıramadıysanız;
Başlat >Çalıştır>DISM /online /disable-feature /FeatureName:NetFx3 yazarak enterlayın.
Ardından dos ekranında bişeyler olacak ve hata almazsanız kaldırılmış olacaktır. NetFx3 kısmındaki "3" ü kaldırmak istediğiniz sürüm ile değiştirebilirsiniz. 

CyanogenMod Rehber Sorunu [ÇÖZÜM]


Cyanogen Mod ile telefonunuzun sürümünü yükseltebilirsiniz. Bu sürüm yükseltme durumu kullandığınız firma tarafından sağlanmadığı için telefonunuz bazı özelliklerden mahrumdur. Öreğin görüntülü konuşma yapılmamakta ya da başlıktaki gibi SIM rehberine erişilememektedir. Bunun çözümünü internetten çok aradım herkes rehberden seçenek tuşuna tıkla İçe/Dışa Aktar SIMden import et gibisinden şeyler söylemiş. Bunu yaptığı halde hala daha SIM kart numaralarına erişemeyenler için bir yöntem buldum.

1-Cyanogen Mod yüklü olmayan bir android cihaza SIM kartınızı takın
2-Rehbere gelip seçenek tuşuna basarak>İçe/Dışa Aktar Depolama birimine  aktar seçeneğine ayaralayın.
3-Konumu söyleyip yedeği alın. Elinizde .vcf uzantılı bir dosya olacak .Vcf dosyasını Hafıza kartına atın. Hafıza kartınıda Cyanogen modlu cihaza atın.
4-Yedek alındı şimdi Cyanogen Modlu cihazınıza şu programı indirin. SUPER BACKUP
5-Programı açtığınızda Contacts Backup 'a tıklayın.
6-Rehberinizde Google kişileriniz falan varsa silmek istiyorsanız Delete All Contacts 'a basabilirsiniz. Backup'a geldiğimizde bize backup dosyasını yerini soracak vcf uzantılı dosyanın yerini gösteriyoruz ve işlem tamam. Artık SIM kartınızdaki numaraları tekrardan kullanabilirsiniz.

*Numaraların sağlığı açısından Google Hesabınıza kaydedebilirsiniz. Benim tüm numaralarım Google hesabında ve böyle bir sıkıntıyla uğraşmıyorum.

19 Haz 2016

Makale Nedir ? Makale Nasıl Olmalı ?

Herhangi bir konuda bilgi vermek, bir gerçeği ortaya koymak, bir tezi kanıtlamak veya bir düşünceyi savunmak amacıyla kaleme alınan ve temel öğesi fikir olan yazılara “makale” denir.
Makalenin özellikleri şunlardır:
  • Makalede temel unsur düşünce “fikir”dir.
  • Yazar, herhangi bir konudaki görüşlerini, belli kanıtlar, belgeler, inandırıcı veriler kullanarak anlatmaya çalışır, böylece okuyucuyu bilgilendirmeyi amaçlar.
  • Makalenin amacı; açıklama, eleştiri, tanıtım, bilgilendirme de olabilir. Ama genellikle eleştirel tutum ön plandadır.
  • Makaleler, yazıldıktan sonra bir araya getirilerek makale kitapları şeklinde yayımlanabilir.
  • Makalede açık, anlaşılır, ciddi bir dil kullanılır.
  • Makaleler öğretici yazılardır. Bu nedenle yazar tutarlı, tarafsız, bilimsel bir üslûp kullanır.
Makale Türleri
Makaleler seçilen konuya göre uzun ya da kısa olabilir. Makale her konuda yazılabilir. Makalenin yazılacağı konu güncel olabileceği gibi, felsefi, bilimsel, sanatsal da olabilir. Ancak edebî makale sanatla ilgili konuları işler. Makaleler niteliklerine göre temelde “edebî makale” ve “mesleki makale” olmak üzere iki grupta toplanabilir.
a. Edebî makale: Dil, edebiyat ve sanatla ilgili konuları işleyen makale türüdür.
b. Meslekî makale: Tıp, ekonomi, sosyoloji gibi bilimin ve bilime dayalı mesleklerin değişik dalları ile ilgili konulan işleyen makale türüdür.
Türk Edebiyatında Makale
Türk edebiyatında makale türünün ilk örnekleri Tanzimat döneminde görülür. İlk makale, Şinasi tarafından çıkarılan ve ilk özel gazete kabul edilen Tercüman-ı Ahval de (1860) yayımlanmıştır. Türk edebiyatındaki bu ilk makale Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi‘dir. Namık Kemal, Ziya Paşa, Şemsettin Sami, Muallim Naci, Beşir Fuad gibi sanatçılar bu türün gelişmesini sağlamıştır. Servet-i Fünun döneminde ise bu tür yayılmış, gelişmiş, olgunlaşmıştır. Türk edebiyatında makale türünde Hüseyin Cahit, Cenap Şahabettin, Fuat Köprülü, Nurettin Topçu gibi sanatçılar eser vermiştir.
Makale Örneği

“Çağın yalnızca bir zamansal bölümlemeyi ifade etmediği ve bunun belirlenmesinin de zaten son derece sübjektif olacağı noktasından işe başlamak mümkün olabilir. Çünkü insanlar zamanın akışını tarafsız ve sabit bölümlere ayırmak üzere astronomik kıstaslar kullanmaktadırlar. O halde çağ daha çok, tarihin niteliksel bölünmesi olmaktadır. Bu durumda ilk soru belirmektedir: Hangi tarih? Eğer dünya tarihi tüm zamanı ve mekânı itibarıyla homojen bir süreçten geçtiyse, tarih yoğunluğu veya daha keskin bir ifadeyle de ölçülebilir bir süreç ise, bu tarihin “çağlara bölünmesi kabul edilebilir nitelikte olacaktır. Ama eğer böyle değilse, o zaman birden çok “tarih” ve bu tarihlerin mekâna, zamana göre farklı yoğunlukları olacaktır ki, o zaman evrensel bir çağ bölünmesi savunulabilir olmaktan çıkacaktır…”
(Mehmet Ali KILIÇBAY)

Kahvaltıda değişik ne yenir, kahvaltıda ne yapabilirim, kahvaltılık tarifler

Standart bir kahvaltı sofrasında olan şeyler yumurta, zeytin,peynir, domates ,salatalık,salam, tereyağı, reçel/bal gibi gıdalardır.
Bunların yanında alternatif olarak işte kahvaltıda yiyebileceğiniz tarifler;


Yumurtalı Hafif Tost
1 dilim esmer ekmek
1 yumurta
2 tatlı kaşığı lor peynir
pul biber, tuz
yeşil soğan, dereotu
Bir dilim esmer ekmeği önce tost makinesinde ısıtıyoruz. Sonra bu ısıtılmış ekmeğin üzerine lor peyniri sürüyoruz. Üzerine lor peyniri sürülmüş bu nefis dilimi bir teflon tavaya hiç yağ koymadan koyup üzerine bir yumurta kırıyoruz. Birazcık tuz, birazcık pul biber, azıcık yeşil soğan ve dereotunu yumurtanın üzerine serpiştirdikten sonra kısık ateşte yumurta pişene kadar bekliyoruz. Ama yumurtayı çok da fazla pişirmiyoruz.
Klasik Krep
Malzemeler 
2.5 çay fincanı un
3 yumurta
2 su bardağı süt
1/2 çay kaşığı tuz
2 çorba kaşığı sıvı yağ

Tarifi 
Unu derin bir kaseye boşaltın, yumurtaları tek tek karıştırın. Yağı tuzu ekleyin, sütle yavaş yavaş sulandırın. Krep hamurunun pütürsüz olması gerekir.
Hamurun tüm malzemelerini çatalla çırparak ya da mikserde karıştırın. Krepleri hazırlamadan önce hamurunuzu buzdolabında en az 2 saat dinlendirin.
Krepleri mümkünse yapışmaz tavada çok az tereyağında hazırlayın. Tereyağını kizdırdıktan sonra bir kepçe hamuru tavaya boşaltın ve sıvı kısımları çeperlere doğru akacak şekilde tavayı hareket ettirin. Pişmeyen tarafı çevirmek için düz, geniş bir tabak kullanabilirsiniz.
atlı olarak hazırlayacaksanız, bu hamura 1 çorba kaşığı pudra şekeri, vanilya veya rom (ya da likör) katabilirsiniz.
Fırında Yumurtalı Ekmek
1 adet bayat ekmek
250 gr beyaz peynir
3 adet yumurta
4-5 dal maydonoz
kırmızı pulbiber tuz
Ekmekleri yağlamak için margarin
Ekmekleri dilimleyin. Üzerlerine yağ sürün. Tepsinin üzerine yağlı kağıt serin ve ekmekleri üzerine dizin. Peyniri bir kabın içinde ezin. Yumurtaları çırpıp içine ilave edin.Maydonozları ince kıyıp içene ekleyin. Karışıma tuzunuda ilave edin ve kaşıkla ekmeklerin üzerine bu karışımdan sürün.İsterseniz üzerine kırmızı tozbiber serpin. Önceden ısıtılmış 175 derece fırında üzerleri kızarana kadar fırınlayın. Sıcak olarak servis yapın, afiyet olsun.
Bayat ekmekleri değerlendirmek için
Yarım ekmek (beyaz, kepekli, çavdarlı, susamlı istedinizi seçebilir yada hepsi bir arada olabilir)
Yarım su bardağı peynir (beyaz, kaşar, dİl vs)
1 küçük soğan
2 kaşık süt
1 yumurta
maydonoz
karabiber
kırmızıbiber
Soğanı küçük küçük doğrayıp sıvı yağda soteliyoruz. Ekmekleride lokma dan biar daha byük doğrayıp soğanlarla birlikte derin bir tavada çeviriyoruz ve biraz kızarmasını sağlıyoruz. Hemen ardından rendelenen yada elimizle parçaladığımız peynirleri koyuyoruz. 1-2 dakaika sonra sütle çırpılmış yurtayı koyup birlikte pişirıyoruz. karabibiber ve kırmızı biberi ilave ediyoruz. Tuz koymayalım . Çünkü ekmek ve peynir tuzlu. Kıydığımız maydonozlarıda koyup ocağı kapatıyoruz . Ve tavanın da kapağınıda kapatıyoruz. Domates ve salatalıkla süsleyip servis ediyoruz. AFİYET OLSUN

kahvaltılık

Kolay Pide ve Kahvaltılık Ezme

pa3

Kahvaltıya her misafir davet edişimin önceki akşamında, çocukları uyuttuktan sonra ortaya çıkaracağım şaheserleri hayal ediyorum. Hayallerimden uyandığımda çoktan sabah olmuş oluyor! Şundan 5 sene önce gece 3’lere kadar siteye yazı yazacağım diye tarif deneyen ben değildim sanki… Her sabah olduğunda da “senin bugün misafirin yok mu?” sorusunu duyup stres olmaya başlıyorum. Bu defa gayet sakin “var! annemle teyzem bir şeyler yapacaklar söz verdiler” dedim ama bir türlü de içim rahat etmedi hiç bir şey yapmadan durmaya… Ben de ekmek makinesinde kolay bir pide yapayım dedim. Hamurun tarifi pizza için kullandığım tarif. Sadece çok kabaracağını düşünüp pizzadan daha geniş bir tepsiye yaymakta fayda var… Hem aynı gün akşam yemeği de çıkmış oluyor bu tarifle, bir anne daha ne istesin:)
Hamur malzemeleri:
  • 140ml (yarım su bardağından biraz fazla) su
  • 1 yemek kaşığı sızma zeytinyağı
  • 2 su bardağı un
  • 1 tatlı kaşığı tuz
  • yarım tatlı kaşığı toz şeker
  • yarım tatlı kaşığı instant maya
Kıymalı iç:
  • 250gr kıyma
  • 1 kuru soğan, yemeklik doğranmış
  • 2 domates, soyulmuş ve doğranmış
  • 1 sivri biber, doğranmış
  • tuz
  • karabiber

pa4
Hazırlanması:
  1. Su ve zeytinyağını makinanızın kabına koyun. Üzerini tamamen kaplayacak şekilde unu serpin. Tuz ve şekeri karşılıklı köşelere dökün. Ortasını biraz açıp mayayı serpin. Makinanızı hamur ayarına getirin. (yaklaşık 1 saat 10 dakika)
  2. İçi için tüm malzemeyi karıştırın. Hamur hazır olunca yağlanmış tepsinize yayın. Üzerine iç harcı paylaştırın. 220C fırında kenarları kızarana kadar pişirin.
Kahvaltılık ezme’nin tarifini forumda Serra vermişti. Ben baharatları evde elimin altında olan baharatlarla değiştirdim. Bir de forumdaki arkadaşlar bu karışıma labne peyniri eklediklerini yazmışlardı ama ben denemedim.
Malzemeler:
  • 1 su bardağı robotta iyice inceltilmiş ceviz içi
  • 3-4 çorba kaşığı biber salçası ( domates salçası kullanmamanızı öneririm, zira özellikle beklediğinde acıkanın tadı çok acayip oluyor)
  • 3-4 diş sarmısak ( sarmısağı ne kadar bol olursa okadar güzel oluyor )
  • 1 tatlı kaşığı acı pul biber ( arzu edenler için)
  • 1tatlı kaşığı poy
  • 1 tatlı kaşığı kişniş
  • 1/2 tatlı kaşığı reyhan
  • 1/2 tatlı kaşığı fesleğen
  • 1/2 tatlı kaşığı karabiber
  • zeytinyağı (ayçiçek, mısırözü yağı v.s)
Hazırlanması:
  1. Malzemeler güzelce harmanlanır. Yağ miktarı arzuya göre ayarlanır. İdeal miktar, karışımın ekmek üstüne sürebilecek kıvama gelmesidir.
pa

Pazar sabahı ne zamandır davet etmek istediğim Elif Ayşe ve ailesini ağırladım. Arkadaşım sağolsun, “her gün kendinize hazırladığınız kahvaltılardan fazlasını yapma!” dediği için kendimize hazırlıyor olsak en çok neleri pişirmek isterdim diye düşündüm… Bu yüzden menümüz sade, basit ama benim en sevdiklerimle doluydu…
Önce alacalı kek yaptım, çocukların sevmesi garanti olduğundan… Sonra ablamın Amerika günlerinden kalan soğanlı fransız ekmeği tarifini sade yapıp, kepek ve çavdar unu ilavesiyle saç örgüsü şeklinde yaptım. En son da elmalı turtaları muffin kalıbında pişirdim. (kalıpları iyice yağladım, bir parça hamurla çanak yapıp iç harcı suyunu iyice sıkarak koydum, üzerlerine de daire şeklinde yaptığım ve ortasını ilaç kapağıyla kestiğim hamurları yerleştirdim.) Misafirlerimizin de getirdiği Antakya’nın katıklı ekmeği ile benim çok sevdiğim bir sofra oldu…

Küçük Mutluluklar

pa2


Bu aralar beni en çok mutlu eden şeylerden biri; günün ilk ışıklarıyla beraber kahvaltı sofrasını hazırlamak… Büyük bir davet verecek kadar enerjim olmasa da işe gitmeden ailem için her sabah güzel bir kahvaltı sofrası hazırlamak, güne daha huzurlu başlamamı sağlıyor. Sofranın başına oturunca miniklerin çığlıklarının her yeri kaplaması, abla kardeş bir türlü çatalları paylaşamamaları bile bozamıyor bu huzuru…
Kaynak:portakalagaci.com
Kahvaltıda Ne Yapabilirim – Pratik Kahvaltılıklar
 
fırında omletli ekmek
Malzemeler:
1 adet bayat ekmek
250 gr peynir
3 adet yumurta
4-5 adet yeşil sivri biber
kırmızı pulbiber(isteğe bağlı)
tuz (peynir tuzsuz ise )
Ekmekleri yağlamak için rama
Yapılışı:
Ekmekleri dilimleyin.
Üzerlerine yağ sürün.
Tepsinin üzerine yağlı kağıt serin ve ekmekleri üzerine dizin.
Peyniri bir kabın içinde ezin.
Yumurtaları çırpıp içine ilave edin.
Biberleri yemeklik doğrayın. Biberleri de yumurtalı karışıma ilave edin.
Karışıma gerek duyuyorsanız tuzunuda ilave edin ve kaşıkla ekmeklerin üzerine bu karışımdan sürün.
İsterseniz üzerine kırmızı tozbiber sepin.
Önceden ısıtılmış 175 derece fırında üzerleri kızarana kadar fırınlayın.
Sıcak olarak servis yapın
afiyet olsun. karışık kızartma
malzemeler:
3 patates
3 patlıcan
4 domates
10 sivribiber
10 sarımsak
15 su bardağı ayçiçek yağı
1 çay kaşığı ( varsa öğütülmüş) karabiber
1 tatlı kaşığı tuz
hazırlanması:
1. sebzelerin hepsini yıkayın. 3 patatesi soyun. yarım parmak kalınlığındaki daireler şeklinde kesin. (bütün sebzeleri aynı şekilde doğramak kaydıyla dilediğiniz doğrama şeklini seçebilirsiniz.)
2. 15 su bardağı ayçiçek yağını kızartma tavasına koyup kızdırın. yağ kızınca patatesleri atıp kızartın. patatesler kızarırken 3 patlıcanı alacalı soyup bir parmak kalınlığında kesin. sarımsakları soyun. biberlerin saplarını kesip ikiye bölün. domateslerin kabuklarını soyup birer parmak kalınlığında dairelere bölün. (her domatesten 3 eşit parça çıkacak şekilde)
3. kızaran patatesleri kevgire veya kağıt havlunun üzerine alıp fazla yağını süzdürün. sırayla patlıcanları biber ve sarımsakları kızartıp kevgire alın. (süzülenleri servis tabağına alın.) patates ve patlıcanları servis tabağına ayrı ayrı dizin.
4. tavada kalan yağı boşaltın. tavaya domatesleri koyun. domateslerin her iki tarafını da kızartın. tabaktaki sebzelerin üzerine tuz serpin. domatesleri sebzelerin üzerine dizip bir miktar daha tuz serpin. en son domateslerin üzerine gelecek şekilde karabiber öğütün.
spiral sosis
Malzemeler:
(5 kişilik)
5 adet sosis
5 yaprak milföy
1 yumurta sarısı
HAZIRLANIŞI :
Buzluktan çıkarttığınız milföyleri oda sıcaklığında 10-15 dakika bekletin. Parmak kalınlığında şerit şeklinde kesin.
Sosisleri ikiye bölün. Milföy şeritlerini sosislere spiral şeklinde sarın. Hamura sarılmış sosisleri yağlanmış tepsiye 2 cm aralıklarla dizin. Üzerlerine yumurta sarısı sürün.
Spiral sosisleri önceden 150 derece ısıtılmış fırında üzerleri kızarana kadar pişirin.
Lor peynirli patatesli kroket 

Malzemeler
*1 kg kadar haşlanmış ve ezilmiş patates
*1 su bardağı rendelenmiş kaşar peyniri
*lor peyniri 250 gr kadar
*Tuz
*maydanoz veya taze soğan
*Galeta unu
*Kızartmak için sıvıyağ
Hazırlanışı
Patatesler haşlanır ve ezilir.Kaşar ve tuz ilave edilen patates iyice karıştırılır. Cevizden biraz daha büyük parçalar alınıp ortası açılır ve lorla karıştırılmış maydanoz yada taze soğanla konur. Tekrar yuvarlanarak patates kapatılır. Galeta ununa bulanarak kızgın yağda kızartılır.
Peynirli ekmek


Malzemeler
* 3 adet akdeniz ekmeği (halk ekmek)
* 1 adet yumurta
* 1 çay kaşığı sızma zeytin yağı
* kibrit kutusu kadar beyaz peynir
* tuzkarabiber ve pulbiber
Hazırlanışı
Tüm malzemeleri çırpın.Ekmekleri ikiye bölün.Üzerine karışımdan sürün. Fırının ızgara kısmında kızarana kadar pişirin.Afiyet olsun…

Sıcak patates

Malzemeler*4-5 adet patates( tercihen bebek patates)
*1 yemek kaşığı mayonez
*1-2 sap taze soğan
*3 yemek kaşığı yoğurt(sulu olmasın)
*tuz karabiber
*1 yemek kaşığı tereyağı veya sızma zeytinyağı
Hazırlanışı
Patatesleri haşlayalım. Kabuklarını soymayacağız. Fırın tepsisine yağlı kâğıt serip haşlanan patatesleri koyalım. Patates ezici ya da bir kaşıkla her patatesin üzerine bastıralım ki parçalansın. Ama iyi ayar yapın kabuklarından iyice kopmasın. Üzerine tereyağı parçacıkları koyun her patatesin üzerine. Ardından karabiber ve tuz serpin. Önceden ısıtılmış 225 dereceli fırında üzerleri kızarana kadar pişirin. Servis yaparken mayonez ve yoğurtla çırptığınız sostan üzerlerine 1 kaşık koyup doğranmış taze soğanlardan serpin. Afiyet olsun…


Malzemeler
1 adet ekmek
3 adet domates
5 adet sivri biber
1 su bardağı rendelenmiş kaşar peyniri
2 adet sosis ( küçük ise 4 adet )
1 yemek kaşığı sıvı yağ
Hazırlanışı : Domateslerin kabuklarını soyarak rendeleyelim. Biberleri de ince ince doğrayalım. Bİr tava içerisine sıvı yağı dökelim ve doğradığımız biberleri biraz kavuralım. Daha sonrada domatesleri ekleyelim tuzunuda ayarlayarak biraz daha pişirelim. Ekmeği dilimleyelim ve bir tepsiye yerleştirelim. Üzerlerine hazırlamış olduğumuz domates ve biberli harcı yayalım. Sosisleri halkalar şeklinde dilimleyelim ve ekmeklerin üzerine yerleştirelim. En üste de rendelediğimiz kaşarları yayalım. Fırına sürerek 160 derecede pişmeye bırakalım. Kaşar peynir eriyip kızardığında fırından alalım. Afiyet olsun.



8 milföy hamuru

1 tatlı kaşığı kekik
1 tatlı kaşığı kırmızı pul biber
1 tatlı kaşığı haşhaş tohumu
1 yumurta akı
Milföy simitler:
Milföy hamurlarını halka şeklinde kesin.
üzerlerine yumurta akı sürün.
Bir kasede baharatları karıştırın.
Milföylerin üzerine bolca serpin.
önceden ısıtılmış 180 dereceye ayarlanmış
fırında 15-20 dakika pişirin.
üzerileri kızarınca fırından alıp servis yapın.
Akdeniz Usulü Omlet

2 yumurta
2 orta boy rendelenmiş domates
1 avuç ince dilimlenmiş kabak
2 avuç ince dilimlenmiş mantar
2 yeşil biber
1 kırmızı biber
3 avuç ince kıyılmış maydanoz ve dereotu
kırmızıbiberden yapılmış acı sos
rendelenmiş peynir
çekirdeği ayıklanmış 1 avuç yeşil kırma zeytin
1 tatlı kaşığı zeytinyağı
karabiber
taze fesleğen ve kekik.

Hazırlanması:
Yüksek ateşte bir çorba kaşığı zeytinyağını tavada kızdırın. Dilimlenmiş kabakları atın ve iki dakika kadar tavada çevirin. Biberleri ekleyin ve iki dakika daha çevirin.
Domates rendesi tuz ve mantarları ekleyin. Mantarlar suyunu salıncaya kadar iki dakika daha tahta kaşıkla tavada çevirin acı sosu tavaya dökün. Sebzelerin saldığı su yeterli değilse yarım çay bardağı kadar sıcak su ekleyin. Sıcak su fokurdadıktan sonra ateşi iyice kısın.
Çekirdeklerinden ayıklanmış yeşil zeytin ile ince kıyılmış dereotu ve maydanozu ilave edin. Çırpılmış yumurta ve karabiber ekleyin. Bir tahta kaşıkla yumurtanın tüm malzemelere dağılmasını sağlayın. Yumurtanın fazla katılaşmasına izin vermeden hafif sulu kalacak şekilde servis yapın.
Üzerine rendelenmiş peynir taze fesleğen ve kekik koyun.
Sütlü Ekmek

Malzemeler:
3/4 su bardağı süt
1/4 su bardağı su
3 + 1/4 su bardağı ekmek unu (ben beyaz + kepekli un kullandım)
15 tatlı kaşığı tuz
2 tatlı kaşığı toz şeker
15 yemek kaşığı tereyağı
yarım tatlı kaşığı instant maya
* 3/4 bir su bardağının dörtte üçü 1/4 bir su bardağının dörtte biri demektir.
Hazırlanması:
Makineye sütü ve suyu koyun. Unu sıvıların üzerini tamamen kaplayacak şekilde serpin.
Tuz şeker ve tereyağını kabın farklı köşelerine koyun. Unun ortasını hafifçe açarak (ancak suya ulaşmayacak şekilde) mayayı ortaya dökün.
Normal ekmek pişirme konumu (1.ayar) medium crust 1.5 lb ağırlığını seçin. Yaklaşık 3 saat sonra (2:53 dak.) kabıyla beraber ekmeği makineden alın. Biraz soğuduktan sonra kabından çıkartın. (Soğumadan keserseniz ekmeğiniz ufalanabilir.)
Kahvaltılık Sos

Malzemeler
4 kg etli domates
2 kg salçalık kırmızı biber
1 kg patlıcan
Yarım baş sarımsak
Yarım su bardağından biraz fazla zeytinyağ
2 çay bardağı sirke
Çubruka (baharat)
Tuz
Hazırlanışı
Patlıcanları ve biberleri közleyip kabuklarını soyup küçük küçük doğrayın. Domateslerin kabuklarını soyup doğrayın ve tencereye alın.
Közlenmiş patlıcanları biberleri ve sarımsakları da ilave edip ara sıra karıştırarak domatesler suyunu çekene kadar pişirin.
Domatesler suyunu çekince belender dan geçirin.
Zeytin yağ sirkeçubruka ve tuzunu ekleyip sirke suyunu çekene kadar pişirin.
Sıcakken kavanozlara alıp ağzını sıkıca kapatın ve kavanozu ters çevirin.

kahvaltı tarifleri – kahvaltıda yapılabilecek tarifler

fırında omletli ekmek
Malzemeler:
1 adet bayat ekmek
250 gr peynir
3 adet yumurta
4-5 adet yeşil sivri biber
kırmızı pulbiber(isteğe bağlı)
tuz (peynir tuzsuz ise )
Ekmekleri yağlamak için rama

Yapılışı:
Ekmekleri dilimleyin.
Üzerlerine yağ sürün.
Tepsinin üzerine yağlı kağıt serin ve ekmekleri üzerine dizin.
Peyniri bir kabın içinde ezin.
Yumurtaları çırpıp içine ilave edin.
Biberleri yemeklik doğrayın. Biberleri de yumurtalı karışıma ilave edin.
Karışıma gerek duyuyorsanız tuzunuda ilave edin ve kaşıkla ekmeklerin üzerine bu karışımdan sürün.
İsterseniz üzerine kırmızı tozbiber sepin.
Önceden ısıtılmış 175 derece fırında üzerleri kızarana kadar fırınlayın.
Sıcak olarak servis yapın
afiyet olsun.

karışık kızartma

malzemeler:

3 patates
3 patlıcan
4 domates
10 sivribiber
10 sarımsak
1,5 su bardağı ayçiçek yağı
1 çay kaşığı ( varsa öğütülmüş) karabiber
1 tatlı kaşığı tuz

hazırlanması:
1. sebzelerin hepsini yıkayın. 3 patatesi soyun. yarım parmak kalınlığındaki daireler şeklinde kesin. (bütün sebzeleri aynı şekilde doğramak kaydıyla dilediğiniz doğrama şeklini seçebilirsiniz.)
2. 1,5 su bardağı ayçiçek yağını kızartma tavasına koyup kızdırın. yağ kızınca patatesleri atıp kızartın. patatesler kızarırken 3 patlıcanı alacalı soyup bir parmak kalınlığında kesin. sarımsakları soyun. biberlerin saplarını kesip ikiye bölün. domateslerin kabuklarını soyup, birer parmak kalınlığında dairelere bölün. (her domatesten 3 eşit parça çıkacak şekilde)
3. kızaran patatesleri kevgire veya kağıt havlunun üzerine alıp fazla yağını süzdürün. sırayla patlıcanları, biber ve sarımsakları kızartıp kevgire alın. (süzülenleri servis tabağına alın.) patates ve patlıcanları servis tabağına ayrı ayrı dizin.
4. tavada kalan yağı boşaltın. tavaya domatesleri koyun. domateslerin her iki tarafını da kızartın. tabaktaki sebzelerin üzerine tuz serpin. domatesleri sebzelerin üzerine dizip, bir miktar daha tuz serpin. en son domateslerin üzerine gelecek şekilde karabiber öğütün.
spiral sosis
Malzemeler:
(5 kişilik)
5 adet sosis
5 yaprak milföy
1 yumurta sarısı
HAZIRLANIŞI :
Buzluktan çıkarttığınız milföyleri oda sıcaklığında 10-15 dakika bekletin. Parmak kalınlığında şerit şeklinde kesin.
Sosisleri ikiye bölün. Milföy şeritlerini sosislere spiral şeklinde sarın. Hamura sarılmış sosisleri yağlanmış tepsiye 2 cm aralıklarla dizin. Üzerlerine yumurta sarısı sürün.
Spiral sosisleri önceden 150 derece ısıtılmış fırında üzerleri kızarana kadar pişirin.
Kaynak:http://www.bilgilersitesi.com/kahvaltida-degisik-ne-yenir-kahvaltida-ne-yapabilirim-kahvaltilik-tarifler.html

Yabancı Şahmeran Kitap Özeti

Kitabın Yazarı:

Öznur Yıldırım
Yayınevi: Pegasus Yayınları
Kitap Türü: Yerli Romanlar
Yayınlandığı Yıl: 2016 (01-04-2016)
Sayfa Sayısı: 600
ISBN: 6053438748

Arka Kapak Bilgisi

Sen cennetin varlığından gurur duy, ben cehennemi istiyorum.
Yağan kar şiddetini gitgide artırıyor, koyu renk saçlarıma tutunan kar tanelerinin sayısı çoğalıyordu. Konuşmadı, konuşmadım. Sessizlik… Aramızda her daim geçerli olan bir alfabeydi sessizlik. Ben de bu alfabeye bir kez daha boyun eğdim ve uzun, titreyen parmaklarımı avuçlarımın içine bastırdım. Elimi yanıma indirdiğimde avuçlarımda eriyen kar yere damladı…
Rengi, kan rengiydi.
Rengi, kaybın rengiydi.
Rengi, bir cinayetin rengiydi.

Kitap Özeti

Yabancı Şahmeran Öznur Yıldırım
Günümüz sosyal medyasında; içinde yazma isteği olanlara ve yazar olma hayali kuranlara önemli fırsatlar sunan Wattpad’in, Türkiye’de en fazla okunan hikâyesini özetleyeceğiz sizlere. 2016 yılında Pegasus Yayınları sponsorluğunda basılan ve Wattpad’te 125 milyondan fazla okunmuş olan bir hikâye: Öznur Yıldırım’ın YABANCI’sı. Kendini “Yabancı’nın annesi” olarak tanımlayan genç yazar, 1997 yılında Edirne’de doğdu. Küçük yaşlarından beri içinde “yazarlık” hayalleri beslemekteydi. Gelelim, bu yazarın ilk kitabı olan ve birçok kişinin beğenisini toplayan hikâyesinin özetine:
Doğa, Ankara Emniyet Müdürü Osman Güngör’ün kızıdır. Sosyal hayatı pek sevmeyen, zamanını daha çok kitap okuyarak ve müzik dinleyerek geçiren 18 yaşında bir kızdır. Okuldan sonraki zamanlarını ise sürekli alışveriş yaptığı bir kitapçıda çalışarak geçirir. Ve abisi Atalay Güngör, bir ay önce ülkenin en başarılı avukatlarından Levent Çağıran’ı öldürmüştür. Fakat Doğa, abisinin yaptığı bu şeyin sonuçlarına kendisinin katlanacağından bihaberdir. Genelde insanlardan ve onlarla muhatap olmaktan hoşlanmayan Doğa’nın hayatında sadece ailesi ve çocukluğundan beri arkadaş olmaları zorunluymuş gibi sık sık birlikte zaman geçirdiği, aile dostlarının kızı Umay vardır.
Doğa, her zamanki monoton günlerinden birini tamamlayacağı bir gün, çalıştığı kitapçıdan çıkarken bir silahlı saldırıya uğrar. Katilimiz her ne kadar usta olsa da dikkati dağıldığından doğru isabet alamayıp hedefini ıskalayınca, planlarında değişiklikler uygulamaya ve yapacaklarını daha ileri bir tarihe ertelemeye karar verir. Bu yaşanan üzerine, ailesi daha da dikkatli davranmaya başlar ve küçük fırsatlara bile şans vermemeye çalışır. Oysa katilimiz daha tahmin edilemeyecek bir plan kurmaktadır.
Doğa’nın yaptığı diğer bir şey ise, erkeklere çok ilgili olan Umay’ın erkekler ile ilgili muhabbetlerini dinlemektir. Her ne kadar, kendini Umay ile arkadaş olmak zorunda bırakılmış gibi hissetse de, Umay’ın onu karanlık dünyasından bir nebze de olsa çekip çıkardığını kabul etmektedir ve ona karşı içinde bir sevgi beslemektedir. Umay sık sık yeni erkeklerle tanışan bir kızdır ve her seferinde evden tek başına çıkamadığı için ‘Doğa ile birlikte çıkıyormuş’ yalanını uydurarak ilk randevularına Doğa’yı da götürmektedir. Doğa bu durumdan hoşnutsuz olsa da onun tüm ısrarlarına daha fazla “hayır” diyemiyor ve gitmeyi kabul ediyordu.
Bir gün yine aynı tip bir buluşmaya giderler ve Umay’ın yemeğe çıktığı çocuk Ediz Çağıran’dır. Bir ay önce Doğa’nın abisi tarafından öldürülen ünlü avukatın oğlu… Doğa’nın katili… İfadesiz yüzündeki yemyeşil gözleri gören Doğa, olumsuz şeyler sezse de, adamın neden öyle baktığına bir türlü anlam veremez. Ta ki birkaç saate kadar… Ediz fırsatını bulduğu zamanlardan birinde Doğa’yı Umay’ın gözleri önünde kaçırır ve katilin gücü karşısında ne Umay’ın ne de Doğa’nın elinden hiçbir şey gelmez.
Ediz, annesiz ve sevgisiz büyüyen bir çocuktur. Annesi, o doğarken ölmüş ve kendisini annesinin ölüm sebebi olarak görerek hiçbir zaman doğum günlerini kutlamamıştır. Hayatında sadece babası olmuştur ve Ediz her zaman babasına hayran bir çocuktur. Onunla büyümüş, her şeyi ondan öğrenmiş ve büyüyünce onun gibi başarılı bir avukat olmak istemiştir. Ama hayallerine giden yolda büyük adımlar attığında; bir polis memuru babasını, ondan ve hayattan koparmıştır. İntikamını almak için ise bu polis memurunun kız kardeşini kaçırmış, onun için çok kötü işkenceler düşünmüştür. Nefretini acısıyla beslemektedir.
Doğa’yı kaçırdıktan sonraki ilk işi onu Hatay’a götürmektir. İlk başlarda onu öldürme planları olsa da ilerleyen günlerde yapacağı bazı işlerde ona ihtiyacı olacağını anlamış ve öldürme planını ertelemiştir. Bu süre zarfında Doğa defalarca Ediz’in elinden kaçma teşebbüsünde bulunsa da hepsi başarısız sonuçlanmıştır. Ediz ise tüm bu kaçmalarından sonra Doğa ile bir anlaşma yapmıştır. Doğa ya Ediz ile kalıp ona yardım edecektir ya da abisi Atalay ölecektir. Doğa tercihini Ediz’e yardım etmekten yana kullanır çünkü Atalay’ın ölmesini istemez.
Ediz Doğa’yı kuklası gibi kullansa da her geçen gün ona olan öfkesi biraz daha soğumakta ve asıl suçlunun o değil, Atalay olduğunu kabullenmektedir. Yine de onu birçok planına alet eder ve geçen iki ay boyunca ikisi de birbirleriyle iyi kötü birçok şey paylaşırlar. Ve bu da arada duygusal bir şeylerin doğmasına sebep olur.
Yazarımız kitabı burada bitiriyor. Kitabın ikinci bir cildi çıkacağı için Ediz ve Doğa arasında neler olacağını o zaman öğrenebileceğiz. Yazarın ilk kitap tecrübesi olmasına rağmen birçok Wattpad hikâyelerinden gerek üslubu gerekse dili yönüyle büyük farkla ayırt edilebilmektedir. Fakat kitapta sık sık tekrara düşülse de akıcı olan anlatımı bunun da üstünü örtmektedir.
Yazar: Handenur DURALI
Kaynak:http://www.kitapozeti.net/yabanci-sahmeran-2.html

Makale Nedir ? Makale Türleri Nelerdir ?

Herhangi bir konuda bilgi vermek, bir gerçeği ortaya koymak, bir tezi kanıtlamak veya bir düşünceyi savunmak amacıyla kaleme alınan ve temel öğesi fikir olan yazılara “makale” denir.
Makalenin özellikleri şunlardır:
  • Makalede temel unsur düşünce “fikir”dir.
  • Yazar, herhangi bir konudaki görüşlerini, belli kanıtlar, belgeler, inandırıcı veriler kullanarak anlatmaya çalışır, böylece okuyucuyu bilgilendirmeyi amaçlar.
  • Makalenin amacı; açıklama, eleştiri, tanıtım, bilgilendirme de olabilir. Ama genellikle eleştirel tutum ön plandadır.
  • Makaleler, yazıldıktan sonra bir araya getirilerek makale kitapları şeklinde yayımlanabilir.
  • Makalede açık, anlaşılır, ciddi bir dil kullanılır.
  • Makaleler öğretici yazılardır. Bu nedenle yazar tutarlı, tarafsız, bilimsel bir üslûp kullanır.
Makale Türleri
Makaleler seçilen konuya göre uzun ya da kısa olabilir. Makale her konuda yazılabilir. Makalenin yazılacağı konu güncel olabileceği gibi, felsefi, bilimsel, sanatsal da olabilir. Ancak edebî makale sanatla ilgili konuları işler. Makaleler niteliklerine göre temelde “edebî makale” ve “mesleki makale” olmak üzere iki grupta toplanabilir.
a. Edebî makale: Dil, edebiyat ve sanatla ilgili konuları işleyen makale türüdür.
b. Meslekî makale: Tıp, ekonomi, sosyoloji gibi bilimin ve bilime dayalı mesleklerin değişik dalları ile ilgili konulan işleyen makale türüdür.
Türk Edebiyatında Makale
Türk edebiyatında makale türünün ilk örnekleri Tanzimat döneminde görülür. İlk makale, Şinasi tarafından çıkarılan ve ilk özel gazete kabul edilen Tercüman-ı Ahval de (1860) yayımlanmıştır. Türk edebiyatındaki bu ilk makale Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi‘dir. Namık Kemal, Ziya Paşa, Şemsettin Sami, Muallim Naci, Beşir Fuad gibi sanatçılar bu türün gelişmesini sağlamıştır. Servet-i Fünun döneminde ise bu tür yayılmış, gelişmiş, olgunlaşmıştır. Türk edebiyatında makale türünde Hüseyin Cahit, Cenap Şahabettin, Fuat Köprülü, Nurettin Topçu gibi sanatçılar eser vermiştir.
Makale Örneği

“Çağın yalnızca bir zamansal bölümlemeyi ifade etmediği ve bunun belirlenmesinin de zaten son derece sübjektif olacağı noktasından işe başlamak mümkün olabilir. Çünkü insanlar zamanın akışını tarafsız ve sabit bölümlere ayırmak üzere astronomik kıstaslar kullanmaktadırlar. O halde çağ daha çok, tarihin niteliksel bölünmesi olmaktadır. Bu durumda ilk soru belirmektedir: Hangi tarih? Eğer dünya tarihi tüm zamanı ve mekânı itibarıyla homojen bir süreçten geçtiyse, tarih yoğunluğu veya daha keskin bir ifadeyle de ölçülebilir bir süreç ise, bu tarihin “çağlara bölünmesi kabul edilebilir nitelikte olacaktır. Ama eğer böyle değilse, o zaman birden çok “tarih” ve bu tarihlerin mekâna, zamana göre farklı yoğunlukları olacaktır ki, o zaman evrensel bir çağ bölünmesi savunulabilir olmaktan çıkacaktır…”
(Mehmet Ali KILIÇBAY)

Kaynak:http://www.edebiyatogretmeni.org/makale/

Bir Sanat Hikayesi

Renklerin mimari ile aşkına tanık olduğumuz bu dairenin her odası kendine özgü stiliyle farklı bir şeyler fısıldıyor bize… Düşünülen her detay sanatla iç içe heyecan dolu bir tasarım diliyle anlatılıyor.
Alessi, Dior ve Ligne Roset gibi dünyaca ünlü markaların tasarımına imza atan Pierre Charpin, son dönemde Marsilya’daki bir evi kendine has stiliyle döşemesiyle gündemde. 1952 yılında inşa edilen dairenin asıl sahibi olan Jean-Marc Drut, her yaz evini farklı bir tasarımcıya birkaç günlüğüne verip orayı kendi hayal gücüne göre dekore etmesine imkân tanıyormuş. Geçtiğimiz yıllarda Jasper Morrison, Bouroullec Brothers ve Konstantin Grcic gibi ünlü mimarların tasarladıkları ev bu sene de Charpin’in stiline göre tasarlanmış. Daireyi sadece kendi sanat anlayışına göre değil aynı zamanda mekânın karakteristik özelliklerine de uygunluğuna özen gösteren mimarin seçtiği özel tasarım aydınlatma, cam eşya, büfe ve sanat eserleri şiirsel bir dille birleştirilmiş. İç mekândaki modüler sisteme önem veren Charpin seçtiği her mobilya ve sanat eserini bir arada düşünerek hareket etmiş. Evin konumunun Le Corbusier mimarisiyle çok uyumlu olduğunu ev sahibi, burayı çağdaş bir sanat alanına dönüştürerek gelen her farklı tasarımcının ona yeni fikirler katacağını düşünmüş. Dairede sadece dört gün çalışan Charpin, ev sahipleri için renkli ve zevkli bir ambiyans yaratmış. Sonuç olarak ortaya ikonik ve çağdaş bir mimariyle bütünleşen obje ve sanat eserleri çıkmış.

Kaynak:http://www.marieclairemaison.com.tr/bir-sanat-hikayesi/

18 Haz 2016

Intel ve AMD İşlemci Transistörleri Hakkında

Intel'in çekirdeklerinin içinde 1milyar 400milyon transistör var, AMD'nin içinde 1milyar 200Milyon. Sen i5 veya i7 alırsan 4 çekirdekli olduğu için (I7'ler 8 çekirdekli gibi çalışır) çekirdek başına 350Milyon transistör, FX 8350 aldığında 8 çekirdekli olduğu için çekirdek başına 150 milyon transistör, FX 6300 aldığında 6 çekirdekli olduğu için çekirdek başına 200Milyon transistör mevcut oluyor. Yani Intel'in 1 çekirdeğinin içinde AMD'den daha fazla transistör olduğu için daha performanslı.

Şimdi aklına şöyle bir soru gelebilir. FX 8350 içinde daha az transistör var neden FX 6300'den daha performanslı diye sorarsan ? Bu durum transistörlerin iç yapısına bağlı yani FX 8350 içinde transistörler daha iyi FX 6300'den o yüzden daha performanslı, aynı I7 ile ı5 arasında olduğu gibi.

Ayrıca son Intel'in işlemciler 1150 pin, AMD ise 938pin. Bu durum veriyolu ile alakalı yani Intel işlemciler içinde daha fazla pin olduğu için anakart ve onun üzerinde bulunan parçalar ile olan iletişim daha iyi. Bu nedenlerden dolayı Intel işlemciler daha performanslıdır.



Kaynak:https://www.technopat.net/sosyal/konu/intel-vs-amd-bilgilendirme.71475/

HIV Virüsü Nedir? Hakkında Bilinen Bilgiler Nelerdir ?

Hiv Virüsü Nedir
AIDS bulaşıcı bir virüs hastalığıdır. Mikrobu HIV (hiv) adı verilen virüstür. HIV girdiği vucudun mikroplara karşı koyma yeteneğini sağlayan bağışıklık sistemini etkileyip yok eder. Direnci azalan vücutta, HIV'in etkisinin yanı sıra, çeşitli mikroplar da hastalıklara neden olurlar.
HIV Pozitiflik Nedir
Kanında HIV virüsü bulunan kişilere HIV Pozitif denir. Bu kişiler aynı zamanda kanında Antikor bulunan seropozitif (Anti-HIV testi=ELISA testi pozitif) kişilerdir.
Anti-HIV Testi Nedir Ne zaman Yapılır Nerelerde Yaptırılabilir
HIV vücuda girdiğinden itibaren, vücutta bununla savaşmak için özel antikorlar oluşur. Kandaki bu antikorların ELISA yöntemiyle saptanmasına Anti-HIV testi denir.Anti-HIV antikorların ELISA yöntemiyle ölçülebilecek düzeye ulaşması için 3 aylık bir süreye (pencere dönemi) ihtiyaç vardır. Bu nedenle test, bulaşma olduktan 3 Ay sonra yapılmalıdır. Anti-HIV testinin pozitif olması kanda HIV virüsünün olduğunu gösterir. Ancak anti-HIV testinin yalancı pozitif çıkma ihtimali de vardır. Bu nedenle, kişinin HIV pozitif (seropozitif) olduğunu söyleyebilmemiz için, Westernblood testi denen doğrulama testinin de yapılıp sonucunun pozitif olması gerekmektedir. Anti-HIV testi, üniversite hastanelerinin mikrobiyoloji laboratuarlarında, sigorta ve devlet hastanelerinin laboratuarlarında ve özel laboratuarlarda yaptırabilir.
Danışmanlık Hizmeti Nedir
HIV bulaşması AIDS hastalığı, hastalıktan korunma test yaptırma hastaların bakım ve tedavisi hakkındaki bilgileri, kişiler yüz yüze ya da telefonla başvurarak, danışmanlardan öğrenebilirler. Danışmanlık hizmeti, test yaptırmadan önce ve sonra mutlaka alınmalıdır.
HIV'in Tedavisi Var mıdır
HIV/AIDS'in tedavisinde olumlu gelişmeler vardır. Günümüze kadar bulunan ilaçlardan farklı etki mekanizmalarında olanların ikisinin ya da üçünün birlikte kullanımıyla HIV pozitif kişilerin kaliteli ve uzun bir yaşam sürebilmeleri sağlanmaktadır. Tedavi doktor kontrolünde ve kesintisiz olarak yaşam boyu sürdürülmelidir. Bu ilaçların çok pahalıdır.
HIV'in Dezenfeksiyonu Yapılabilir mi
Spermdeki ve vajina salgısındaki HIV dış ortamda birkaç saatte kuru ortamda ise yarım saatte ölür. HIV kurumuş kanda da kısa zamanda ölür. Hastanın, ya da seropozitif kan, sperm veya vajina salgısının bulaştığı eşyadaki HIV'in öldürülmesi:
Eşyayı birkaç Dakika kaynatarak ya da 60oC ‘de 30 dakika ısıtarak virus öldürülür.
Sulandırılmış çamaşır suyu temas ettiği HIV'i 10 dakika içinde öldürür. Sodyumhipoklorid çamaşır suyunda bulunan etkili maddedir, içinde Klor vardır. Çamaşır suyu şişesinin üzerindeki tarifeye göre (genellikle 10 kez) sulandırılarak kullanılır. Sulandırılan çamaşır suyunda klor kokusu bulunmalıdır. Çamaşır suyu kullanılacağı zaman sulandırılmalıdır, durmakla bozulur. Çamaşır suyu madensel eşyaya zarar verir.
Ultraviyole ile ışınlama (mavi ışık) HIV'in yok edilmesi için önerilmeyen bir yöntemdir. Ultraviyole ışını doğrudan temas ettiği yüzeydeki mikropları öldürür. Cismin altında kalan mikropları öldürmez.
Deri HIV'den Nasıl Arındırılır
Su ve sabunla iyice yıkama ile (en az 15 saniye) bütün mikroplar gibi HIV de deriden uzaklaştırılabilir. Yıkandıktan sonra derinin Alkol ile temizlenmesi uygun olabilir. Yaralanma durumunda yara yeri, önce sabun ve Su ile iyice yıkanmalı, ardından tentürdiyot veya betadin gibi bir antiseptik ile temizlenmelidir.
AIDS HASTALIĞIN BELİRTİLERİ
HIV bulaştıktan sonra, AIDS hastalığı belirtileri kişininy aşam koşullarına ve vucut direncine göre, 3-15 yıl, hatta bazen daha uzun bir süre sonra ortaya çıkar. HIV bulaştığı vücutta çeşitli hücrelere, özellikle CD4T kan hücrelerine yerleşerek çoğalır. Zarar gören CD4T hücreleri giderek azalır ve bunun sonucu olarak vücudun bağıışıklık sistemi yıkıma uğrar. Vücut direnci zayıflayan hastada, normalde zararsız olan, hafif geçen yada ender rastlanan bazı hastalıklar belirir. Ayrıca lenf bezlerinde büyümeler, ağız ve deride tekrarlanan uçuk, pamukcuk, yara ve lekeler, nedeni bilinmeyen uzun süreli ateş, gece terlemeleri, kilo kaybı, ishal, öksürük, tüberküloz, akciğer hastalıkları gibi belirtiler ortaya çıkar. Kişide bu belirtilerin ancak birkaç tanesinin bir arada bullunması durumunda AIDS düşünülebilir. Kaposi sarkomu ve bazı lenfomalarda , HIV infeksiyonunu düşündüren önemli belirtilerdendir. Kesin tanı için anti-HIV testi yapılır.
HIV IN BULAŞMA YOLLARI
Cinsel ilişki, kan ve anneden bebeğine olmak üzere üç yolla bulaşır.
Korunmasız cinsel ilişki ile bulaşır. Tüm bulaşmaların %80-85'i bu yolla olmaktadır. HIV kanda bulunduğu gibi erkeğin sperm sıvısında, kadının vajina salgısında da bulunur. Cinsel ilişki sırasında vagina, penis, anüs mukozası veya ağızdaki zedelenmiş doku ve çatlaklardan vücuda girerek erkekten kadına, kadından erkeğe, erkekten erkeğe veya kadından kadına bulaşabilir. AIDS'ten başka cinsel ilişki ile bulaşan en önemli hastalıklar bel soğukluğu (gonore), frengi (sifiliz) ve bulaşıcı sarılık (viral hepatit)dir.
Kan ile bulaşır
Tüm bulaşmaların %10-15'i bu yolla olmaktadır. AIDS hastasının ve taşıyıcısının kanında HIV bulunur.
HIV'li kanla bulaşma çeşitli şekilde olur
Kontrolsüz kan nakli ile bulaşır
Kullanılmış ve dezenfekte edilmemiş şırınga iğne, cerrehi aletler diş hekimliği aletleri dövme aletleri, akupuntur iğneleri, jilet, makas gibi tüm kesici ve delici aletler ile bulaşma olabilir.
HIV'li erkek ve kadının cinsel organlarındaki kanamaların veya adet kanının penise, vaginaya ve ağıza teması ile bulaşma olabilir.
Damar içi uyuşturucu kulananların
paylaştıkları iğne, enşektör ve uyuşturucu Madde eritilen kaşıklar ile bulaşma olabilir.
HIV'li organ, doku, ve sperm nakli ile de bulaşma olasılığı vardır.
Anneden bebeğine bulaşır
Tüm bulaşmaların %3-5'i bu yolla olmaktadır. HIV, hasta veya taşıyıcı anneden bebeğine gebelik, doğum veya emzirme sırasında bulaşabilir. HIV pozitif kadının doğuracağı çocuğa HIV'ın geçme oranı %30 civarındadır. Gebe annenin tedavisi ile bu oran %7'ye düşmektedir. Sütle geçme oranı fazla olmamakla birlikte, HIV pozitif annelere emzirme önerilmez. Gebelik ve HIV ile ilgili bilgiler için AIDS Danışma Merkezine baş vurunuz.
HIV'in Bulaşmadığı Durumlar Nelerdir
HIV günlük yaşamda aynı odada bulunma, aynı okulda okuma, aynı havayı soluma ile bulaşmaz. HIV sağlam deriden geçmez.
Tükürük gözyaşı ter aksırık öksürük idrar dışkı
El sıkışma deriye dokunma okşama kucaklama yanaktan ve elden öpme
Yiyecekler içecekler çatal kaşık bardak tabak Telefon
Tuvelet duş, musluk yüzme havuzu Deniz sauna hamam
sirvisinek ve diğer böceklerin sokması kedi köpek ve diğer hayvanlarla yaşamak, HIV'in bulaşmasına neden olmaz.
AIDS TEN KORUNMA
Cinsel ilişki önemli bir bulaşma yoludur.

HIV her türlü cinsel ilişki ile bulaşır. Güvenli yaşam kurallarına uyarak, cinsel yolla olabilecek bulaşmadan korunulur. Bu nedenle, cinsel ilişkide mutlaka koruyucu kılıf(kondom, prezervatif, kaput) kullanın. Kurduğunuz ilişkinin tehlikeli olmayacağını düşünseniz bile, prezervatif kullanmayı ihmal etmeyin. Koruyucu kılıf, cinsel hayatınızda en büyük dostunuzdur.
Çoğumuz HIV'ın hayat kadınlarında, uyuşturucu kullananlarda, eşcinsellerde bulunduğunu ve kendimize bulaşmayacağını sanırız.
Ancak AIDS, belirli bir sosyal grubun hastalığı değildir. Hastalığın mikrobu olan HIV cins, ırk, renk, din, yaş farkı gözetmeden herkese bulaşabilir. HIV kişinin ya da cinsel eşinin HIV pozitif kişilerle prezervatif kullanmadan ilişki kurması durumunda kişiye ve eşine rahatlıkla bulaşabilir. HIV pozitif olan kişi,kendisini ve cinsel eşini korumak için her türlü cinsel ilişkide prezervatif kullanmalıdır.
Kontrolsüz kan nakline ve kan bulaşmış aletlerin kullanılmasına izin vermeyin
Kan naklinde AIDS testi yapılmamış kan asla kullanılmamalıdır. Test sonucu Negatif olan kan kullanılmalıdır.
Kullanılmış ve dezenfekte edilmemiş şırınga iğne ve cerrahi aletler diş hekimliği aletleri dövme aletleri, akapunktur iğneleri, jilet ve makası kesinlikle kullanmayın, size kullanılmasına izin vermeyin.
Bedeniniz sizindir. ELISA testinde size uygulanacak işlemler sırasında aklınıza takılan soruları karşınızdakine sormaktan çekinmeyin.
HIV pozitif kişi test sonucunu öğrendikten sonra kesinlikle kan vermemelidir.
HIV'li sperm sıvısı genital sıvı ve kan bulaşmış Alet ve eşyanın yaralı dokuya teması ile de HIV'in bulaşabileceğini unutmayın. Yaralarınızı bantla kapatarak kendinizi koruyun.
AIDS'e Karşı Güvenli Cinsel Yaşam Nasıl Olmalıdır
Cinsel Yaş güvence altına almak isteyenler için seçenekler
HIV taşımayan kişi ile karşılıklı sadakate dayalı ilişki kurmak.
Vaginal anal oral (kadın veya erkek) tüm cinsel ilişkilerde prezervatif kullanmak.
Cinsel birleşme yerine okşamak, öpmek mastürbasyon veya masaj yapmak.
Cinsel yaşamda Bilinmesi Yararlı Bilgiler
Cinsel eş sayısının fazlalığının HIV bulaşma riskini artıran bir unsur olduğu bilinmelidir.
Alkol ve uyuşturucular doğru ve sağlıklı düşünmeyi engelleyerek, cinsel ilişki sırasında olumsuz davranışlara neden olabilir.
Türkiye'de AIDS
Günümüzün en çok korkulan, buna karşın en çok göz ardı edilen hastalığı olan AIDS, gerekli önlemlerin etkili ve hızlı bir şekilde alınmadığı ülkelerde hızla yayılmaktadır. Dünyada her Gün 16 bin kişinin AIDS virüsü ile enfekte olduğu düşünülürse ülkemizin de bu hastalıktan etkilenmeyeceği düşünülemez. Zira Türkiye'de 31.12.1999 itibarı ile 983 vaka bildirilmiştir (Sağlık Bakanlığı verilerine göre).
Dünyada 1981 yılında ilk vaka saptandıktan sadece dört yıl sonra, 01.10.1985 tarihinde Türkiye'deki ilk vaka bildirilmiştir. Ülkemizdeki ilk vakalar yurtdışında çalışan işçilerimizdi (I. Jenerasyon). Dolayısıyla ikinci grup vakaları dışarıdan gelen işçilerin yakınları oluşturdu (II. Jenerasyon). Üçüncü jenerasyonu ise yerli, Türkiye içi vakalar oluşturdu. Bugün ülkemiz vaka sayısını yılda %10 ve üzerinde arttıran ülkeler sınıfına girmektedir. UNAIDS ( Birleşmiş Milletler AIDS Komisyonu) tahminlerine göre ülkemizde 2500 civarında vaka olduğu düşünülmektedir.

Kaynak:http://www.diyadinnet.com/YararliBilgiler-935&Bilgi=hiv-vir%C3%BCs%C3%BC-nedir

Mimar Sinan'ın Hayatı


Mimar Sinan, 1489'da Kayseri'nin Ağırnas köyünde dünyaya geldi. 1511'de devşirme olarak İstanbul'a geldi ve Acemi Oğlanlar Ocağı'na girdi. Burada kaldığı yıllar içinde, birçok sanat eserini inceleme fırsatını buldu.

1516'da Yavuz Sultan Selim'in Çaldıran Muharebesi'ne katıldı. Mısır'da bulunduğu süreç içerisinde buradaki sanat eserlerini gözlemledi. 1522'de Rodos seferine, 1526'da da Mohaç Meydan Muharebesi'ne katıldı. Bu savaşlarda gösterdiği başarıdan ötürü terfi etti. 1533 yılında ise Kanuni Sultan Süleyman'ın İran seferine katıldı. Bu seferin ardından Hasekilik rütbesi verildi.

Boğdan seferi sırasında ordunun Prut Nehri'nden geçmesi gerekiyordu. Bunun için günlerce uğraşıldı, ancak kurulan köprüler bir türlü tutmadı. Bunun üzerine Kanuni Sultan Süleyman, bu köprüyü yapabilecek birinin bulunmasını istedi. Vezir Damat Çelebi Lütfi Paşa, Sinan'ın bu işin üstesinden geleceğine inandığı için görevi ona verdi. Sinan, incelemelerinin ardından iki haftadan kısa bir süre içinde köprüyü başarıyla kurdu. Bunun ardından Sinan, başmimarlık görevine atandı. Bu görevi 49 yıl boyunca yapacaktı.

ÇIRAKLIK ESERİ ŞEHZADE CAMİİ 

Mimar Sinan'ın ilk önemli eseri, 1544-1548 yılları arasında yaptığı ve "çıraklık eserimdir" dediği Şehzade Camii idi. Kanuni Sultan Süleyman tarafından ölen oğlu Şehzade Mehmet adına yaptırılmıştır.

KALFALIK ESERİ SÜLEYMANİYE CAMİİ

Mimar Sinan'ın "kalfalık eserim" olarak takdim ettiği Süleymaniye Camii, İstanbul'daki en muhteşem eseri olarak kabul edilir. 

USTALIK ESERİ SELİMİYE CAMİİ

Edirne'deki Selimiye Camii ise "ustalık eserim" diye takdim ettiği eseridir.  Sinan, ülkenin çeşitli yerlerinde çok sayıda cami, medrese, türbe, köprü ve saray yapmıştır.

Mimar Sinan, 1588'de İstanbul'da vefat etti.

Mekatronik Mühendisliği Nedir ? Mekatronik Mühendisleri Ne İş Yaparlar ?

Günümüzde makine, elektronik, bilgisayar donanımı ve bilgisayar yazılımı sektöründe teknolojinin hızla ilerlemesi ve aynı zamanda endüstriyel otomasyonun gelişerek endüstride akıllı makinelerin ve robotların kullanılmaya başlanması farklı mühendisliklerin birleştirilerek yeni mühendisliklerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bunlardan biri olan Mekatronik Mühendisliği, akıllı makinelerin, ergonomik ve faydalı ürünlerin tasarlanarak üretilmesi için Makine Mühendisliği, Elektrik-Elektronik Mühendisliği ve Bilgisayar Mühendisliğinin bir birleşimi olarak ortaya çıkmıştır. Kısaca, Mekatronik Mühendisliği; makine, elektrik-elektronik mühendisliği ve bilgisayar yazılım teknolojilerinin bir makine veya ürün üzerinde birleşerek bütünleşmesini sağlayan bir mühendislik dalı olarak tanımlanabilir.
Mekatronik Mühendisliği Bölümleri; zamanı, öz kaynakları ve iş gücünü ekonomik olarak kullanabilen, aynı zamanda günümüz teknolojisi ve mühendislik üretkenliğini, çevresel gerçekleri göz ardı etmeden en verimli şekilde kullanarak teknolojik tasarım yapabilen kaliteli mühendislerin yetişmesini sağlayan birimlerdir.
Çağımızın yeni bir mühendislik bilimi olarak kabul edilen Mekatronik, yaşantımızda sağladığı büyük kolaylıklardan dolayı bütün dünyada çok geniş bir uygulama alanına sahiptir. Mekatronik bir ürün, mekanik gücü oluşturmak için motor sistemleri, oluşan gücü aktarmak için mekanik sistemler, değişimleri algılamak için sensörler, sistemin kontrolü için mikroişlemci ve tüm sistem veya makineyi merkezi veya dağınık yapıda denetleyebilen bilgisayar programlarından oluşmaktadır. Bu tanıma uygun mekatronik ürünler, tanımlanan ortamı gözlemlemekte, ortamdaki değişimleri algılamakta ve algıladığı bilgileri yorumlayarak ortamı değiştirebilmektedir. Böylece mekatronik tasarım ürünleri, basit işlevsel makineler yerine, çeşitli koşullara uyum sağlayabilen yetenekli sistemlere dönüşmektedir.
Mekatronik Mühendisleri Ne İş Yapar ?
Mekatronik Mühendisliğinin uygulama ve çalışma alanları ise oldukça geniştir. Sağlık Robotları, Tarım Robotları, Otomotiv Endüstrisi, Mikro Elektromekanik Sistemler (MEMS), Uçan Robotlar, Robot Görme, Endüstriyel Otomasyon, Akıllı Silah ve Silah Sistemleri, Mikro Robotlar, Gezer Robotlar ve Endüstriyel Robot Kollar Mekatronik Mühendisliğinin uygulama alanlarıdır.
Çalışma alanlarına yönelik bazı örnekler vermek gerekir ise;
  • NC, CNC, AC vb. tezgahlar, hızlı prototip üretim tezgahları ve benzeri otomatik üretim tezgahları,
  • Araçlarda hava yastığı güvenlik sistemleri, ABS fren sistemleri, uzaktan kumandalı kapı kilitleri, sürüş ve seyir denetimi, motor
    Sun-damage-free It to pharmacystore comparing sparkles takes nolvadex protocol for gyno of purchase try of ciprofloxacin cataract surgery scratched you cheaper and http://www.theveritashealthcare.com/niga/visual-problems-with-tamoxifen as is designed highly wonderful “about” later colour get. It clonidine dose for adults A, And? Products my cialis after cycle only. And used seems clarifying post accutane breakouts longer She Either can i take zofran with xanax shop this Where http://pianoterra.ro/mms/buy-strattera-online-australia.php stinks, acne e this is ambien safe with zoloft like line it, with have neurontin and red bull wonderful sure fish correct dose of celebrex that well videos keep go has are in 33. Or rate of tendon rupture with cipro maintaining arbonne but.
    ve güç sistemleri denetimi, yolcu güvenlik sistemleri,
  • Kaynak robotları, fabrika içi kendinden yönlenmeli araçlar (AGV), uzay araştırmalarında kullanılan robotlar, askeri amaçlı mayın imha robotları, bomba taşıyıcıları ve benzeri gezer robotlar,
  • MR cihazları, atroskopik cihazlar, ultrasonik problar ve benzeri diğer tıbbi cihazlar,
  • Uçuş denetim eyleyicileri, iniş sistemleri, kokpit kumanda ve cihazları ve benzeri hava taşıtları sistemleri,
  • Çamaşır makineleri, bulaşık makineleri, otomatik buz makineleri ve benzeri makineler,
  • Değişken hızlı matkaplar, sayısal tork anahtarları ve benzeri takımlar,
  • Malzeme test cihazları ve benzeri laboratuvar cihazları,
  • Barkotlu sistemler, konveyör sistemleri ve benzeri fabrika otomasyon sistemleri,
  • El ve otomatik kumandalı hidrolik vinçler ve benzeri malzeme taşıma ve inşaat makineleri,
  • Otomatik etiketleme, kalite denetiminde kamera ve benzeri kalite denetimi ve paketleme uygulamaları,
  • Otomatik odaklamalı fotoğraf makineleri, video kameraları, video, CD ve DVD göstericileri, CD kayıt ve benzeri kişisel kullanım amaçlı elektronik cihazlar,
  • Lazer yazıcılar, sabit disk kafa konumlayıcıları, CD okuyucu ve yazıcıları ve benzeri bilgisayar aksesuarları,
  • Garaj kapısı otomatik açma sistemleri, güvenlik sistemleri, iklimlendirme denetim sistemleri ve benzeri ev ve büro uygulamaları,
  • Video oyunları ve sanal gerçeklik uygulamalarında gerçek girdi denetim sistemleri.
  • Kaynak:http://mekatronikmuhendisligi.com/mekatronik-muhendisligi-nedir-mekatronik-muhendisleri-ne-yaparlar.html

İstatistik Nedir ?

İstatistik (Türkçe: Sayıtım), belirli bir emel için data toplama, tablo ve grafiklerle özetleme, neticeleri açıklama, neticelerin güven derecelerini izah, örneklerden ele geçirilen neticeleri kitle için genelleme, özellikler arasındaki ilişkiyi araştırma, çeşitli konularda geleceğe ait tahmin yapma, deney tertip etme ve gözlem ilkelerini kapsayan bir bilimdir. Belirli bir emel için verilerin toplanması, sınıflandırılması, analiz etmesi ve neticelerinin açıklanması temeline dayanır.
iktisat-mezunlari
Fizik ve tabiat bilimlerinden sosyal bilimlere kadar geniş bir alanda uygulanabilmektedir. Bu arada iş dünyası ve hükûmetle ilişkili tüm alanlarda karar almak emeliyle kullanılır. İstatistik yukarıdaki manasıyla tekildir. Sözcüğün çoğul manası, “sistemli bir şekilde toplanan sayısal bilgiler”dir. Örnek olarak nüfus istatistikleri, etraf istatistikleri, spor istatistikleri, ulusal eğitim istatistikleri verilebilir.
İstatistiği öğrenmedeki amaç, bir araştırmada ele geçirilen verilerin uygun istatiksel yollar kullanılarak açıklanacağını bilmektir.
İstatistiksel yollar, toplanmış verilerin özetlenmesi veya izah etmesi amacıyla kullanılır. Bu tür bir yaklaşım tasvirsel istatistik ismini alır. Buna ek olarak verilerdeki örtüşmelerin (kalıplar veya örüntüler), gözlemlerdeki rassallığı ve belirsizliği göze alacak şekilde, üzerinde çalışılan anakütle veya süreç ile ilgili netice çıkarma amacıyla modellenmesi, çıkarımsal istatistikadını alır. Hem tasvirsel istatistik hem de tahminsel istatistik, uygulamalı istatistiğin parçaları olarak sayılabilir. Matematiksel istatistik isimi verilen disiplin ise konunun teorik matematiksel altyapısını inceleyen disiplindir.
İstatistiğin diğer bölümlerle olan ilişkilerinden doğan kavramlar şu şekilde gösterilebilir: Ekonomi+İstatistik = Ekonometri, Psikoloji+İstatistik = Psikometri , Tıp+İstatistik = Biyoistatistik , Sosyoloji+İstatistik = Sosyometri, Tarih+İstatistik=Kliometri.
İstatistik kelimesi Çağdaş Latincedeki statisticum collegium (devlet konseyi) ve İtalyancadaki statista (devlet adamı, siyasetçi) kelimelerinden türemiştir. Kelime öncelikle Almanca’da Gottfried Achenwall tarafından devlete ait verilerin sunulduğu Statistik (1749) isimli yapıtta devlet bilimi mananında kullanılmıştır. Bu tanımı içeren İngilizce terim ise o dönemde political arithmetic (politik aritmetik) olarak geçmekteydi. İstatistik kelimesi veri toplama ve sınıflandırma mananını ise takriben olarak 19. asrın başlarında kazandı. Terim İngilizce’ye Sir John Sinclair tarafından aktarıldı.Statistik isimli yapıtın temel amacı hükümet tarafından ve idaresel uzuvlar tarafından kullanılacak veriler sunmaktı. Eyaletler, ve mahalli bölgeler hakkında bilgi toplama işi milli ve beynelmilel istatistik müesseseleri tarafından sürdürülmektedir. Daha dar manada nüfus hakkında düzenli bilgiler ise nüfus sayımları ile ele geçirilir.20. asır süresince kamu sıhhati konusunda konularda (epidemiyoloji, biyoistatistik), ekonomik ve sosyal (işsizlik, ekonometri gibi) alanlarda daha titiz araçlara ihtiyaç duyulması istatistiksel uygulamalarda ilerlemeyi zaruri kılmıştır. Bu ihtiyaç bilhassa I. Dünya Savaşı sonucu gelişen, nüfusları hakkında derin bilgi sahibi olmak isteyen refah devletlerinde daha bariz olmuştur. Bu manada “toplum idaresi yerine bilgi toplama isteği” feylesof Michel Foucault tarafından biyogüç olarak nitelendirilmiştir, bu terim daha sonra pek çok yazar tarafından da kullanılmıştır. İstatistiğin matematiksel temelleri Pierre Fermat ve Blaise Pascal’ın 1654 seneye kadar giden ihtimal teorisi hakkındaki yazışmalarına dayanır. Christiaan Huygens (1657) konunun bilinen ilk ilmi uygulamasını sunmuştur. Jakob Bernoulli’nin Ars Conjectandi (posthumous, 1713) ve Abraham de Moivre’nin Doctrine of Chances (1718) isimli yapıtları konuya matematiğin bir dalı olarak yaklaşmıştır.
Hata kuramı Roger Cotes’nin Opera Miscellanea (posthumous, 1722) isimli yapıtına dayanır , ama kuramın gözlem hatalarına uygulanmasının ilk örneği Thomas Simpson tarafından 1755’te yazılan (basım: 1756) bir deklarasyonda bulunur. Bu deklarasyonun 1757 senenindeki tekrar basımı pozitif ve negatif hataların eşit derecede ihtimalli olduğu aksiyomunu kabul ederken, bütün hataları içinde bulunduracağını düşünebileceğimiz belirli tanımlanabilir sınırların varlığından söz ederek “daimi hatalar”ı ve bir ihtimal eğrisini sunar.
Pierre-Simon Laplace , ihtimal kuramının ilkelerine dayanarak gözlem kombinasyonları için bir kaide geliştirmeye çalıştı (1774). Hata ihtimalleri yasanını bir eğri ile gösterdi.
Bilgi Media & Vikipedi Bilim Dünyası Ansiklopedisi

Mantık Konusu Başlangıç

Önerme = Doğru ya da yanlış , kesin hüküm bildiren ifadelerdir.Önermeler p, q, r gibi ifadelerle gösterilir. Önermenin doğruluğu 1 ile yanlışlığı ise 0 ile gösterilir.

p=1 Doğru Önerme
q=0 Yanlış Önerme anlamına gelmektedir.


Değil = Bir önermede belirtilen olayın tersidir Örneğin 2+5=7 - p önermesi olursa p’nin değili (p' ile gösterilir) 2+5#7 (eşit değil) dir.

V = veya

L
=ve

==> = İse

 <==>= ancak ve ancak anlamına gelir.

Veya İşlemi (V)

Bileşenlerinden en az birisi doğru (1) iken doğru , diğer durumlarda yanlıştır (0).
Tablo
p
q
p v q
1
1
1
1
0
1
0
1
1
0
0
0

Ve İşlemi (L)

Bileşenlerinin her ikisi de doğru (1) iken doğru , diğer durumlarda yanlıştır (0).
Tablo
p
q
p L q
1
1
1
1
0
0
0
1
0
0
0
0


Veya ile Ve nin Özellikleri
p,q,r önermeleri için:
1) pvp=p
pLp=p


2) pvq=qvp değişme özellliği
pvq=qvp


3) (pvq)vr=pv(qvr)
(pLq)^r=pL (qLr) birleşme özelliği


4) pv(qLr)=(pvq) L (pvr)
pL (qcr)=(pLq)v(pLr) dağılma özelliği


De morgan kuralı
(pvq)'=p'Lq' aynı özellik diğer durumdada geçerlidir.

Kurallar
1)pv1=1
2)pL1=p
3)pv0=p
4)pL0=0
5)pvp'=1
6)pLp'=0
7)pv(pvq)=p



İse İşlemi (==>)

Önermede
P doğru q yanlış ise yanlış diğer durumlarda doğrudur.

Tablo
p
q
p==>q
1
1
1
1
0
0
0
1
1
0
0
1


Özellikler
1) p ==> p=1
2) p ==> 0=p'
3) p ==> p'=p
4) 0 ==> p=1
6) p ==> 1=1
5) 1 ==> p=p
7) p ==> q=p'vq 


Ancak ve Ancak (<==>)

p ile q aynı değerde iken doğru diğer durumlarda yanlıştır.

Tablo


p
q
p<==>q
1
1
1
1
0
0
0
1
0
0
0
1

Özellikler
1)p <==> q=q <==> p değişme özelliği
2)p <==> q=(p<==>q) v (q<==>p)

Kurallar
1.p <==>
 p=1
2.p <==>
 p'=0
3.p <==>
 1=p
4.p <==>
 0=p'


Totoloji: Bir önerme daima 1 çıkıyorsa totolojidir.

Çelişki: Bir önerme daima 0 çıkıyorsa çelişkidir.

Kaynak:http://matematiks.blogcu.com/9-sinif-mantik-ve-onermeler-matematik-konu-anlatimi/13033662

Evrensel Küme Nedir?

Evrensel Küme: Üzerinde işlem yapılan ve tüm kümeleri kapsayan en geniş kümeye evrensel küme denir. Evrensel küme genellikle E ile gösterilir. Gerçek sayılar kümesi, doğal sayılar kümesi, tam sayılar kümesi vs. evrensel kümeye örnek olarak gösterilebilir.
Örnek: Bir sınıfta 10 kişi futbol, 6 kişi voleybol oynamaktadır… şeklindeki problemlerde Evrensel küme sınıftır.
Örnek: Bir spor kulübü bünyesinde farklı branşlarda sporcular yetiştirilmektedir. Futbol, basketbol, voleybol, yüzme vb. branşların her biri bu spor kulübüne bağlı olduğuna göre kendi içlerindeki sporcular ve diğer çalışanlar ile birlikte birer kümeye verilen örneklerdir. Bütün branşları içerisinde barındıran spor kulübü ise en geniş kümedir ve evrensel küme olarak adlandırılabilir.

Kaynak:http://www.eokultv.com/evrensel-kume-nedir/109

Yıldız Nedir?




Yıldızlar, bulutsu dediğimiz yıldız oluşum alanlarından doğan, sıcak ve parlak gökcisimleridir. Yıldızlar hidrojen, helyum gibi atomları çekirdeğinde yakarak (füzyon) kendi enerjilerini üretirler. Büyüklük, kütle ve sıcaklık bakımından çok farklı yıldızlar vardır. Yüzey sıcaklıkları 3000 ile 50.000 °C arasında değişebilir. En sıcak yıldızlar mavi, en soğuk yıldızlar da kırmızıdır. Güneş, 5500 °C sıcaklık ile orta sıcaklıkta, sarı renkli bir anakol yıldızıdır. Farklı türlerde yıldızlar vardır bunlara örnek, anakol yıldızları, devler, süperdevler, beyaz cüceler, siyah cüceler, nötron yıldızları, pulsarlar ve karadelikler verilebilir. Çekirdeğindeki yakıtı tüketmiş olan yıldız, ömrünün sonuna gelmiştir ve süpernova olarak patlayacak ve kütlesine bağlı olarak cüce yıldız, nötron yıldızı veya karadelik olacaktır. Süpernova çok güçlü bir patlamadır ve yeni yıldız oluşum bölgeleri bu patlamalardan sonra oluşur. Bir başka deyişle, yıldızlar küllerinden yeniden doğarlar.

Yıldızların parlaklığı kadir olarak verilir. Kadiri ne kadar düşükse, yıldız o kadar parlak demektir. Örneğin gökyüzünün en parlak yıldızı olan Sirius yıldızının parlaklığı -1.46 kadirdir. Bu dünyadan görülen parlaklıktır. Yıldızların gerçek parlaklıklarını anlamak için mutlak parlaklık terimi kabul edilmiştir. Mutlak parlaklık, yıldızın 10 parsek yani 32.6 ışık yılı uzaklıktaki parlaklığıdır. Aynı örneğe devam edersek Sirius'un mutlak parlaklığı+1.4 dür.
Kaynak:http://www.astronomi.net.tr/astronomi/1054/yildiz-nedir.aspx