Renklerin mimari ile aşkına tanık olduğumuz bu dairenin her odası
kendine özgü stiliyle farklı bir şeyler fısıldıyor bize… Düşünülen her
detay sanatla iç içe heyecan dolu bir tasarım diliyle anlatılıyor.
Alessi, Dior ve Ligne Roset gibi dünyaca ünlü markaların tasarımına
imza atan Pierre Charpin, son dönemde Marsilya’daki bir evi kendine has
stiliyle döşemesiyle gündemde. 1952 yılında inşa edilen dairenin asıl
sahibi olan Jean-Marc Drut, her yaz evini farklı bir tasarımcıya birkaç
günlüğüne verip orayı kendi hayal gücüne göre dekore etmesine imkân
tanıyormuş. Geçtiğimiz yıllarda Jasper Morrison, Bouroullec Brothers ve
Konstantin Grcic gibi ünlü mimarların tasarladıkları ev bu sene de
Charpin’in stiline göre tasarlanmış. Daireyi sadece kendi sanat
anlayışına göre değil aynı zamanda mekânın karakteristik özelliklerine
de uygunluğuna özen gösteren mimarin seçtiği özel tasarım aydınlatma,
cam eşya, büfe ve sanat eserleri şiirsel bir dille birleştirilmiş. İç
mekândaki modüler sisteme önem veren Charpin seçtiği her mobilya ve
sanat eserini bir arada düşünerek hareket etmiş. Evin konumunun Le
Corbusier mimarisiyle çok uyumlu olduğunu ev sahibi, burayı çağdaş bir
sanat alanına dönüştürerek gelen her farklı tasarımcının ona yeni
fikirler katacağını düşünmüş. Dairede sadece dört gün çalışan Charpin,
ev sahipleri için renkli ve zevkli bir ambiyans yaratmış. Sonuç olarak
ortaya ikonik ve çağdaş bir mimariyle bütünleşen obje ve sanat eserleri
çıkmış.
Kaynak:http://www.marieclairemaison.com.tr/bir-sanat-hikayesi/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder